Köşe muharrirleri Ahmet Hakan ve Melih Aşık köşe yazılarında Sırrı Süreyya Öncü’yü ele aldı.
Hürriyet müellifi Ahmet Hakan’ın köşe yazısında ki ilgili kısım şu formda:
“UMURLARINDA DEĞİL
SIRRI Süreyya Lider, İzmir İktisat Kongresi’nde konuşmacı olmuş.
Ve yaptığı konuşmada Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” kelamına hafifçe eleştirel bir yaklaşım sergilemiş.
Bazıları bu eleştirel yaklaşımı ortaya koyup CHP’lilere sesleniyor:
“Atatürk’ü eleştiriyor. Bir şey demeyecek misiniz?”
Süper boş bir beklenti bu.
“Tayyip gitsin de ne olursa olsun” hastalığı o denli bir hastalıktır ki…
“Tayyip gitsin” cephesinde yer alan bir kişi, isterse İzmir’in göbeğinde fesli Kadir üzere konuşsun, yeniden de pek reaksiyon görmez.”
Milliyet müellifi Melih Aşık ise köşe yazısında Sırrı Süreyya Başkan ile ilgili şu tabirleri kullandı:
“Sinemacı ve siyasetçi Sırrı Süreyya Lider, İzmir İktisat Kongresi’ne davet edilmiş, orada yaptığı konuşmada Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sloganıyla aslında barış iletisi vermediğini söylemiş.
Peki, Atatürk sanki ne bildirisi vermiş?
Atatürk’ün 13 yıl dışişleri bakanlığını yapan Tevfik Rüştü Aras anılarında diyor ki:
“Atatürk’ün cihanda sulh, yurtta sulh prensibi manası bilinmeden kullanılıyor. Aslında bu prensip sosyalist bir görüşü tabir eder. Cihanda sulh, barışın ortak savunmasıdır, kolektif barışı temsil eder. Kolektif barış fikrini Sovyet Dışişleri Bakanı Litvinof ile birlikte ortaya attık.”
Tevfik Rüştü Aras, “yurtta barış” iletisiyle da ülke içinde sınıf çatışmasının önüne geçmenin hedeflendiğini anlatır.
(Kitap: Atatürk’ün Dış Siyaseti, Kaynak Yayınları, 1995)”